Popüler Yayınlar

1 Haziran 2011 Çarşamba

Fenerbahçe Olamamak...

  Seneler 95 96 zamanları...Futbola ve Fenerbahçe ye ilgimin başladığı daha sonra Galatasaray'ın 4 sene şampiyonluk-Avrupa kupası vs başarılarına rağmen takıma olan sevgimin tavan yapması 2001'de yeniden şampiyonluk ve sonrasında da fanatiklik katsayımın artması...
  Yıllar geldi geçti her sezon  başlangıcında kime sorsanız ligin favorisi sorusuna çoğunluk Fenerbahçe der büyük kulüp der favoridir der,Fenerbahçe şampiyon olduğunda şike der fenerasyon der,son yıllarda da Oğuz Sarvan Fenerbahçeli derler.
  Söz konusu Türk milletiyse insanları karalamak,taraf olmadığın kesimi çekememek ve her türlü çamuru atmak normal şey.Fenerbahçe 9 puan gerideyken federasyon Fenerbahceli değilken,Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun ardından Fenerasyon klişeleri bizi güldürür,rakipleri de bariz delirtir.Kıskançlık tavan yapar.Bilmedikleri şeyler var aslında kabul etmeseler de,Mahmut Özgener Fenerbahçeli mi? Soralım bakalım onun döneminde kim kaç kupa almış?Devre arasında Yıldırım Demirören-Serdar Adalı ikilisi federasyonu taraf tutmakla mı suçlamıştı?Soralım o zaman kendilerine 2 sene önce duble yaptıklarında hakemler farklı mıydı federasyon farklı mıydı?Hayır değildi.

  Türk futbolunda kuraldır,sen kazanmadıysan eğer,rakibin haketmeden kazanmıştır başarıları.Hele de bu rakip Fenerbahçe ise hayattan soğuturlar insanı,üstüne bir de Fenerbahçe'nin kazandığı rakip Trabzonspor ise eyvah eyvah eyvah sesleri yankılanır hepimizde.Akıl Oyunları filmi burda yerini LAZ OYUNLARI'na bırakır.Aklımıza gelmeyecek şeyler üretilir,şaşkınlıkla bazen nefretle takip ederiz.Son Emre mevzusu hala güldürmekte çoğumuzu.Bir telefon mesajından Fifa'ya giden bir futbol takımı komiktir benim gözümde,çok komiktir.
  Fenerbahçe futbol takımı son 10 yılda 2 kez son hafta keybetmiştir.Sebebi nettir,çünkü futbolu temiz oynamıştır.Aziz Yıldırım hakem odası basmış!Birisi uydurur millet devam ettirir.Aykut Kocaman penaltılar irdelenmeli der,gider başka yerlerinden anlarlar.Sonuçta Fenerbahçe hakkıyla tertemiz bir şampiyonluk alır.Eze eze,bizim dilimizde Şike Şike deki Ş harfini S yaparak.Muazzam bir seri,18 de 17 galibiyet ve 18.şampiyonluk...Bütün Fenerbahçe camiasına benim güzel dostlarıma hepimize hayırlı olsun.Aykut Kocaman gerçeğinin başlangıcıdır bu ve Fenerbahçe olamayanların kıskançlık katsayılarının tavan yaptığı zamandır.
Saygılar...


5 Mayıs 2011 Perşembe

Son 3'e gireriken Tribün profilleri.


  Bir takım düşünün,30 yılı aşkın zirveden uzak kalan,son 3 haftaya gol farkıyla 2.giren ama nasıl bir özlemse sondan bir önceki iç saha maçında tribününü dolduramayan!.
  Şimdi başka bir takım düşünün.Bu ülkenin en cefakar taraftarı olan,5 senede 2 travma yaşayan ama uslanmayan Fener aşkıyla yanıp tutuşan 3 sene gibi kısa zamana rağmen şampiyonluk özlemi tavan yapan,ligin ikinci yarısını full kapasite oynayan...Evet Fenerbahçe taraftarı imrenilecek bir duruş gösteriyor ligin 2.yarısı başladı başlayalı.
  Pankart ve kareografi mevzusuna gelelim,velhasıl bu yazıyı yazmamın asıl amacı bu pankart ve kareografi olayları.Trabzsonpor ipleri Fenerbahce'ye verdiğinden beri saçmalıkları,şizofrenik bulguları,komplo teorilerini fazlasıyla gösterdi hepimize.İşin çok ama çok basit bir yanı var.Fenerbahce taraftarı Bursaspor beraberliğinde liderlik gitmesine rağmen,maçtan sonra hep bir ağızdan en güzel duyguların yaratıcıları:)'nı tribüne çağırdık.Neden?Çok basit.Fenerbahçe taraftarı farklıdır.Diğer tribünlere benzemez.Ortada en ufak bir alın teri görürse gerisi teferruattır,4-3 kaybettiğimiz Beşiktaş macında taraftarın o oyunu hem kendi takımını hem rakip takım taraftarını nasıl alkışladığını hepiniz hatrlıyorsunuzdur.
  Özetlersek;puan kaybettiğinde futbolcularda ana bacı bırakmayan, minicik stadı dolduramayan ts taraftarı bir yanda.Puan kaybettiğinde alkışlanan,full kapasite her maça hazır olan İNANDIK SİZE kareografisini hazırlamak için emek harcayan Fenerbahce taraftarı bir yanda...Bu cümle bile normal sonucun Fenerbahçe şampiyonluğu olacağını gösteriyor ama sütten ağzımız iki kere yandı yine de temkinli olmak gerekir.Oynamadan kazanamazsınız.Yolumuz kısaldı 3 mac 270 dakika.Şampiyonluk için saldır FENERBAHÇE...
Saygılar...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

İbb randevusu-o malum başlık ve şampiyonluk yarışı.

  Kötü günde de gittiğimiz o güzel tribünlerdeki yerimizi yine aldık İBB maçında.Herşey çok güzeldi maç öncesinde.Liderdik bir kere,Kadıköy'deki ortam,o güzel kalabalık,Nazlı'nın Yeri'ni dolduran müthiş taraftar ve maç başladığında Saracoğlu'nu düğün misali süsleyen o güzel Fenerbahçe taraftarı...

  Ben dahil çoğu renkdaşımın maç içindeyken Ts maçı ile çok alakası olmadı.Üstüne üstlük son haftaların parlayan yıldızı Miroslav Stoch'un maçın çok başında attığı gol bizi çok erken şov moduna soktu.Hem taraftar hem de futbol takımı için güzel akşamın haberleyicisi oldu 1.dakikadaki gol.Ts maçından da gol haberleri gelince bu hafta heyecan yaşanmayacağını anladık ve tamamen destek moduna girdik.Maçın ikinci yarısında Fenerbahce'nin muazzam taraftarı bence kariyerinin en iyi bikaç akşamından birini geçirdi.Bence en iyisiydi.
Özellikle 60 ile 90 arası yaptığımız şovlar hakikaten görülmeye değerdi.Orada olduğumdan o kadar gurur duydum ki bir ara bağırmayı bırakıp o ambiyansı izlerken yakaladım kendimi.Anlatılmaz yaşanır deriz ya işte öyleydi Şükrü Saraçoğlu ambiansı,İBB maçında.

  Maçı hakettiğimiz şekilde (Sonuç farklı olmalıydı) kazandık ve son 3 haftaya lider girdik.Biz maçtan çıkışta marşlar şarkılar sölerken Trabzonspor'un futbol özürlü taraftarlarının bizim için açtıkları pankartı duyduk daha sonra da gördük.VAMOS BİEN gereken cevabı verdi ama şunu vurgulamak isterim Fenerbahce'ye şampiyonluk güveni veren sebeplerden birinin hatta en önemlisinin Ts camiasının bu dönemde sergilediği tavırlar olduğunu düşünüyorum.Hakem olayına girmeme gerek olduğunu düşünmüyorum.Şuna da dikkat çekmek isterim:Şampiyonluğu çok özlediğini! vugulayan Ts taraftarının sondan 1 önceki iç saha maçında stadyumlarını dolduramamasını benim aklım almıyor.Ne kadar güveniyosunuz da o küçük yeri dolduramıyosunuz.31.Hafta Fenerbahçe camiasının Şampiyonluğu Ts camiasından ne kadar kat ve kat fazla istediğinin kanıtıdır.Bence demiyorum çünkü durum bu.Zaten dün akşamdan sonra pek çok Ts taraftarı da içlerinden geçirdi bunu,kabul etmek istemeseler de.Biz kendi sahamızda İNANDIK SİZE yazılı şov düzenlerken,balık beyinli! bağnaz taraftarların ''Günahların Takımı Fenerbahçe'' pankartı bizim ne kadar haklı olduğumuzun kanıtıydı sanki.

  Geçen yıl son hafta kaçırdıgımız şampiyonluktan taraftar olarak biz dersimizi aldık,futbolcularımız gereken dersi aldı.Yönetimimiz gereken dersi aldı.3 haftamız kaldı yürüyoruz şampiyonluğa.Son olarak;
İbb maçının sonlarında taraftarın Aykut Kocaman tezahuratından sonra o muhteşem insanın lakışla cevap vermesi tüylerimi de diken etti.Gurur duyuyorum o güzel insanla onu savunduğum günlere şükürler olsun.Hakettiği yere gelecek Aykut Kocaman.
  Ne demiştik;33.hafta Turu atıyoruz.Fikrim devam ediyo 1 ay önce ne dediysem hala aynı şeyi hissediyorum.Süre kısaldı.270 dakikamız kaldı.ŞAMPİYONLUK İÇİN SALDIR FENERBAHÇE
Saygılarımla...

28 Nisan 2011 Perşembe

sabahlar hep yakın

  Bu sabah da gözler fora yine uykusuz bi gecenin ardından okul yolu göründü.Bu kafayla nereye kadar gidicem bilmiyorum ama uyumadan dışarı çıkma okula gitme vs fikirlerini hiç bi zaman isteyerek uygulamıyorum.Mesela bu gece saat 2 de yatağa girdim ben sebebi netti,ders var sabah.Noldu peki saat 7.44 ben burda mal mal yazı yazıyorum.Okul bekler kısmetse seneye biter inşallah,bu kafayla gidersek o da zor gerçi ama bakıcaz çaresine dayıcım,gözden akan uydu profilini yansıtan yüz eşliğinde çıkıyorum evden.
Saygılar..

Şizofrenik sancılar,mütemadiyen mide bulantıları,Aykut Kocaman gerçeğini tenzih ederim ve İlah-i adalet...

  Tarih şu an 29.Nisan'ı gösteriyor.Laf aramızda uyku tutmadığı için yazıyorum bu yazıyı ama içimde kalan bazı şeyler var tabi.
  Trabzonspor yönetimi,açıklamaları ve yaptıkları yorumlar itibariyle biz Fenerbahçeli renkdaşlarımıza sonu kötü olduğu halde 2006 yılını özletti.Bunu samimi söylüyorum.5-3 lük Buca maçında Guiza'nın manidar golü,Emre'nin muazzam golü,Santos'un Gençlerbirliği,Gaziantep maçlarından sonra yaptığı nakavt vuruşu ve tabi ki sonuçta 3-1 lik skorun maç sonu 5-3 e gelmesi gibi konuşulması gereken bir sürü detay varken Sadri Şener'in sadece penaltıya odaklanması her ne kadar güldürse de aslında mide bulantısı oldu bizde.Hafta içi de Hasan Yener'in Fenerbahçe ikinci devre çok penaltı kazandı o yüzden şu an lider demesi ciddi psikolojik bi travmadır benim gözümde.Demezler mi adama ligin 2.yarısında ne kadar top oynadın diye,demezler mi adama İzmit'teki Kasımpaşa maçında biri 90.dakikada rakibin 2 penaltısı verilmedi diye,demezler mi diye gider bu Sayın Hasan Yener...
  Şizofrenik sancı ve mide bulantısı bölümümüzden sonra biz özümüze dönelim ve güzel insan AYKUT KOCAMAN'ın bu güzel takımını konuşalım.Birinci söylemek istediğim geçen yıl 34 maçta 61 gol atan takımın 30 maçta 71 gole ulaşması.İkincisi ilk yarıdaki facia fizik kapasitesinin ikinci yarı 90 artı 10 lara kadar dayanacak kapasiteye ulaşması.3.sü de tabi ki Aykut Kocaman'ın kendisi.Sene başında kendisi uğruna tartıştğım beyinlerin haddi hesabı yok.Young Boys,Paok hatta 3 2 lik Trabzsonspor mağlubiyetinin ardından ortaya atılan Aykut dayanamaz polemikleri Yeni Malatya maçında zirve yaptı ama Aziz Yıldırım benim gözümde hayatının en güzel hareketini yaptı Aykut Kocaman'a güvenerek.Sonucun nerelere geldiğini hepimiz görüyoruz.Çok soran oldu niye bu kadar seviyosun bu adamı diye,cevabı çok basit aslında dostlar çok basit.
Yenildiğiniz maçtan sonra bi adamın sizinle aynı duyguları paylaşma ihtimali bile mutlu eder sizi.Mağlubiyetler bile üzmez sizi ordaki insanın varlığından dolayı.Yeri geldi Aykut Kocaman basın toplantısına gidecek yüz bulamadı kendinde,yeri geldi bizimle üzüldü ağladı.Çünkü nası biz sonuna kadar biz Fenerbahçeliyiz ulan lafıyla geldiysek bugünlere aynı şey onun için de geçerli.Rıdvan Dilmen'in çok güzel bi lafı var bu konuda:'Asıl önemli olan Aykut Kocaman Fenerbahçe için büyük şanstır.' İnanıyoruz biz,kendini ispat etme ihtiyacı olan bir adamın(Arthur zico=Başarı) herşeyden önce bizim gibi Fenerbahçeli olan bir adamın hatta adam gibi adamın bizi güzel yerlere getireceğine.Yolumuz açık olsun Aykut Kocaman,o güzel yüzünden tebessüm eksik olmasın.Sonuç nolursa olsun bu takımın başında kal (Türkiye'de imkansız olsa da).İngilizler Arsene Wenger'i Alex Ferguson'u konuşadursun,biz de seni dillendirelim seni övelim sana aşık olalım...
   Aykut Kocaman mevzu bahis olunca yazının kısa kalması imkansız tabi,4 haftamız kaldı yürüyoruz şampiyonluğa.Allah'ın izniyle ülkenin yüzde 70 ine gereken cevabı vereceğiz.He unutmadan Sadri Şener'in medya Fener'i istiyor Allah bizi lafına da yorum yapmamak olmaz.Kendisi fazla film seyretmiş sanırım Faşistlik tavan yapmış içinde,ben normaldir diyorum o bölgenin insanından bu açıklama çıkmasına,cevabı vericeğimiz gün çok yakındır.İLAH-İ ADALET öyle olmaz böyle olur pankartları da içimden geçmio değil.Tabi Sivas maçına şampiyon olarak gideceğimizi öngördük daha önce,gerçekleşmesi çok mümkün kanımca,hayırlısı olsun...
Saygılar...




20 Nisan 2011 Çarşamba

İki Dost

Fırtınalı bir hayatın ortasında birleştik. Sen, kendine yakın bulduğun insanların sana yaptığı hatalardan şikayet ediyordun, bense uzun yıllar acısını çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum.
İyi birer dosttuk, her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı, öyle güzle geçiyordu ki ben içimdeki kıpırdanmalardan habersizdim. Sanki rüyadaydım, gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Kendimi tutamamıştım işte. Duygularıma hakim olamamıştım. Sen benim aşkım, bense senin dostundum artık. Sana aşık olduğumdan habersizdin. İçimdeki volkan öyle taşmıştı ki patlamak için sabırsızlanıyordu.
Sonunda o gün gelip çatmıştı. Bütün duygularımı bütün hislerimi açıklamıştım ben sana. Sense bana sadece şaşkın bir ifadeyle bunların yalan ve şakadan ibaret olması için yalvarmıştın. Bende sana bunların ne şaka ne de yalan olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım. İçim rahatlamıştı. Çünkü bir insana "seni seviyorum" demek kolay bir iş değildi. Yürek isterdi. Ben bu işi becerememiştim ama sonucuna da katlanmak elimde değildi. Çünkü asıl olan benim için bugündü ve ben bugün sana söylemem gereken şeyleri yarına bırakmamıştım. Yarın böyle bir fırsatın elime geçeceğini düşünerek bütün her şeyi açıklamıştım
Dünya fani her an her şey olabilir bizim dünyamızda... Şimdi içim çok rahat ama bir o kadar da huzursuzum. Çünkü bunları sana anlatınca suçlu ben oldum. Şimdi o eski günleri arıyorum, hiç sebepsiz, ani ayrılışın şokunu üzerimden atamamamın sonucundandır. Ve zaman eskiden öyle güzel öyle tatlı geçerken şimdilerde, bin bir azap bin bir acıyla geçiyor. O günün üstünden çok zaman geçti. Şimdi ben senden benim olmanı değil bana biraz hak vermeni istiyorum. Bana duyduğun nefreti duygularımın üstünden çekmen için yalvarıyorum. Bana ne kadar kızsan ne kadar nefret etsen de ben seni yine de seviyorum. Duydun değil mi? Seni seviyorum. 

(Deniz Nur)

19 Nisan 2011 Salı

Real Madrid-Barcelona


Çoğu futbolsever için olduğu gibi benim için de futbolun en güzel buluşması;Real Madrid-Barcelona kapışması,nam-ı diğer EL CLASICO...
Sene başında Jose Mourinho Real ile anlaştığında sene sonunda 4 El Clasico olacak denseydi o zamandan bu günleri beklemek çok zor olabilirdi ama nasıl olduysa oldu.18 günde 4 Derbi,1'i bence olması gerektiği gibi bitti.
Barcelona skor avantajını korumaya gitti.Çünkü olası bir farklı galibiyet Real Madrid'i dolayısıyla Mourinho'yu çok fazla hırslandırabilirdi -ki bu Barcalı hiç kimsenin istemeyeceği bişey olurdu.
Yarın Kral Kupası heyecanı var.Gönlümüz tabi ki Madrid'den yana,Jose muhtemelen dersini aldı Mesut'suz Real olmayacağını anlamış olmalı,malum dünyanın en iyi taktisyeninden bahsediyoruz.Pepe yine oynamalı,sert agresif hatta 'hızlı' bi oyuncunun o bölgede olması bence olumlu bir durum,her ne kadar insanlar Jose'yi korkak oynattıgı için suçlasa da.Onlara şunu hatırlatırım:İlk maç Real 4 2 3 1 başladı ve Mesut çok erken çıkmak zorunda kaldı...
Sözün özü,Kıssadan hisse Jose panpam işini bilir yarın Kupayı alır sonra da önümüze bakarız.
Tahmini skor: 2 2 uzatma hatta penaltılar Real Madrid Kral kupasını kazanır.
Saygılar...